CHP TAVŞANLI İLÇE BAŞKANI YILDIZ GÜVEN TAZELEDİ

Siyaset Yayın: 12 Aralık 2017 - Salı - Güncelleme: 12.12.2017 08:35:58
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
4536 okunma
Google News

CHP TAVŞANLI İLÇE BAŞKANI YILDIZ GÜVEN TAZELEDİ

CHP Tavşanlı ilçe başkanlığı seçiminde tek lise ile aday olan Fisun Aktakka Yıldız yeniden başkan oldu.

CHP İlçe başkanlığına seçilen Fisun Aktakka Yıldız gerçekleştirilen genel kuruldu yaptığı açıklama ile gündemi değerlendirdi. Yıldız açıklamasında şunları söyledi,

“  Yaklaşık 2 yıl öncede huzurlarınıza başkan adayı olarak çıkmıştım. Teveccühlerinizle seçilmiş ve göreve başlamıştım. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımla birlikte, sizlerinde yardım ve teşfiklerinizle başarılı olduğumu düşünüyorum! Yaptıklarımız faaliyet raporunda yer aldığı için tekrarlamayacağım. Ancak bizim ufkumuz bunlarla sınırlı değil. Yani daha yapacaklarımız var! İşte Ben sizlere bunlardan bahsedecek ve tabii güncel konular hakkındaki yorumlarımı aktaracağım.

                     Değerli yoldaşlarım; hepimiz ve partimiz için bir gurur vesilesi olacak olan parti binamızı, inşallah kendi mülkiyetimizde olan bir binaya taşımak istiyoruz. Bunun sözünü genel merkezden aldık. Tıpkı arabada olduğu gibi bu sözün de arkasını arayacak ve partimize Tavşanlı'da bir bina kazandıracağız. Bu,  neden bu kadar önemli? Çünkü bize gelen aylık 800.- TL. ödenek; kira,elektrik,su gibi ihtiyaçlara bile yetmiyor. Parasız da bu işler dönmüyor! Aidat ve bağışlarla yürütüyoruz işlerimizi. Kendi binamız olursa; en azından kiradan ve taşınıp durmaktan kurtulacağız. Ondan sonra da eski yer-yeni yer tereddüdü olmayacak, adresimiz hep aynı kalacak. Bu noktada bir hususa daha vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Yukarıda söz konusu edildiği gibi aidat ve bağışlar çok önemli,bizlerin eli ayağı gibidir! Üyelerimizin dikkatini çekmek isterim!

                     Hedeflerimizin bazılarını,

Hedefimizde; İlimiz'e bir milletvekili kazandırmak vardı. Halen de var ve sayının arttırılmış olması, bu hedefe bizi biraz daha yaklaştırdı. Sanırım bu hedefimiz büyük ihtimalle gerçekleşecek.

Ama ; partili cumhurbaşkanı seçimi kaybedilirse, milletvekilinin, hatta meclisin hiç mi hiç önemi kalmayacak.  Atatürk'ün kurduğu TBMM, içinde 600 adet piyon barındıran ve binlerce personelle, milletin sırtında yük olan, gereksiz bir yapı haline dönüşecek. Burada hemen bir saptama yapmak istiyorum: Referandumun hemen uygulanan 2 maddesiyle ilgili onlarca uyum yasası çıkarılması gerekiyordu ama halen çıkarılmadı. HSYK. ve Cumhurbaşkanı'nın partili olmasıyla ilgili 2 maddenin, çeşitli yasaların hükmünü geçersiz kıldığı, bunların yerine yeni yasaların çıkarılması gerektiği halde halen gerçekleştirilmedi. Oysa 2019'da referandum anayasasının tamamı yürürlüğe girdiğinde, binlerce yasada değişiklik gerekecek.Bu nasıl gerçekleşecek bilemiyorum! Kaldı ki KHK.ların mecliste onaylanması da gerekiyordu ama hepsi unutuldu. Yani 20 Nisan 2016 dan bu yana kanunsuz olarak yönetiliyoruz!

                     Evet ; içinden bakanlar ve başbakan çıkarmayan, bütçe yapamayan, yasa çıkaramayan bir meclis ne işe yarar?  Tek adam rejiminin sekretaryası olacak bakan ve bürokratlara hesap soramayacak bir meclisin itibarı olur mu?  Bu meclisin, sıradan ve imtiyazlı bir cemiyetten ne farkı kalacak?

İşte bu sebeplerden dolayı Cumhurbaşkanlığı seçimi tamamen "olmak ya da olmamak" seçimine dönüşmüştür. Burada hemen HAYIR BLOĞUNU canlı tutmanın önemini görüyoruz. Biz kendi İlçemiz'de bunun hep takipçisi olduk, iyi ilişkilerimizi sürdürdük. Belediye seçimlerinde olsun, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olsun, bu ilişkilerimiz bizleri başarıya taşıyacak. Şimdilik kısmen kaybettiğimiz, seçimlerden sonra tamamen kaybedebileceğimiz LÂİK, DEMOKRATİK, HUKUK DEVLETİ, Cumhuriyetimize yeniden yerleştirmek için herşeyi göze alıp, çalışacağız, başaracağız, kazanacağız!!  Aksi halde, çocuklarımıza,torunlarımıza ATATÜRK'ten emanet aldığımız bağımsız, Lâik, demokratik Cumhuriyet yerine ; diktatörlük mirası bırakırız ve bunun hesabını tarih hepimizden sorar!

          Kısaca güncelden de bahsederek bitirmek istiyorum. Önce Reza Zarrap'tan başlarsak ; Bu konu neresinden tutsanız bir tutarsızlık ve yolsuzluk yumağı halinde bir dava. ABD haklı değil ama bizim yapmamız gerekeni yaparak TÜRK yargısını, iktidarını ve dolayısıyla halkını utanç içine sokmuş oldu. 17-25 aralık yolsuzluklarının üstü kapatılmasaydı bunlar başımıza gelmeyecekti. Şimdi 5 bankaya belki yaklaşık 50 milyar dolara yakın bir ceza gelebilir. Ne yazık ki bu ceremeyi sadece sorumlular değil, bütün TÜRK halkı çekecektir. Bu nedenle hükümetin “eeey, mey “diye atıp tutmak yerine, eski deneyimli diplomatları göreve çağırarak bir önlem ve hazırlık yapması gerekiyor. Halkımızı bu utanç ve maddi külfetten az da olsa kurtarmanın yolu budur!!!

Ve Man Adası konusu ki Deniz Feneri, 17-25 aralık, Malta bandıralı gemiler gibi etik değerleri ayaklar altına alan konulardan sadece bir tanesidir. Diyorlar ki ; Tam da ABD ile uğraşırken bunun sırası mıydı? 

Yolsuzluğun sırası mı olur? Dekontların gerçekliğini ve bu utançın büyüklüğünü saklamak için saçmalıyorlar. Halk bu saçmaları yutuyor mu?  Valla güvercin kadar beyni olan birisi bile bunları yutmaz. Halen savunanlarınsa kesinlikle bir çıkarı vardır ki bu kadar açık bir ahlak sorununu savunmak zorunda kalıyordur.

Paranın gelmesi de gitmesi de birbirinden kötü!! Bunlar çok tartışılıp, anlatıldığı için bu konularla sizleri oyalamayacağım.  Daha fazla vaktinizi almak istemiyorum! Oysa söylenecek o kadar çok şey var ki ciltler dolusu kitaplara sığmaz!

                     Her zaman olduğu gibi bundan sonra da fazlasıyla destek vereceğinizi umuyor ve aydınlık günleri birlikte getirmek için hepinizi dayanışma, yardımlaşma ve çalışmaya davet ediyorum!

                     Sevgiler, saygılar sunuyorum!!!!!”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.